Haber

Polonya’da muhalefet liderine siyasi yasaklama girişimi

Polonya’da genel seçimler öncesi siyasi gerilim tırmanıyor. İktidarını kaybetme endişesi taşıyan sağcı PiS partisi, yeni bir yasal düzenlemeyle muhalefet lideri Tusk’ı devre dışı bırakmaya hazırlanıyor.Polonya Cumhurbaşkanı Andrej Duda, sekiz yıllık görev süresi boyunca hiçbir zaman muhalefet liberallerinin ilgi odağı olmadı. Muhalefet, geçen hafta Polonya parlamentosunda iktidar oylarıyla kabul edilen tartışmalı yasayı veto etmek için Duda’nın peşine düştü. Söz konusu düzenleme, Rusya’nın Polonya’nın iç güvenliği üzerindeki etkisini araştırmak ve 2007-2022 dönemini incelemek üzere bir devlet komisyonu kurulmasını öngörüyor. Böyle bir inceleme, şu anda muhalefetin en güçlü adayı, Avrupa Birliği (AB) Konseyi eski başkanı Donald Tusk’ın yaklaşan seçimlere katılmasını engelleyebilir.

Cumhurbaşkanlığı Sarayı’ndan yapılan ilk açıklamanın ardından muhalefet umutluydu ve Duda’nın söz konusu yönetmeliği imzalamayacağı izlenimi oluştu. Ama ondan sonra işler farklılaştı. Duda anlaşmayı imzaladı

Başkan Duda daha sonra beklenmedik bir şekilde hafta başında söz konusu yönetmeliği imzalayacağını duyurdu. Bu açıklamanın ardından ülkedeki muhalefetin ve liberallerin ümidi bir anda yıkıldı.

Duda, düzenlemeyi imzaladıktan sonra incelenmesi için Anayasa Mahkemesi’ne göndereceğini belirtse de bunun sadece mecazi bir adım olduğu yorumlanıyor. Çünkü hükümetin hazırladığı yasayı inceleyecek olan Polonya Anayasa Mahkemesi zaten hükümetin denetiminde. Yönetmelik ile kurulması hedeflenen komisyon, öncelikle ülkenin Ukrayna Savaşı öncesi enerji politikasını inceleyecek. Tabii bunda Rusya’dan alınan doğalgaz ve petrolün de payı büyük. İktidardaki aşırı sağcı Hukuk ve Adalet Partisi (PiS), 2007-2014 yılları arasında Polonya Başbakanı olarak görev yapan Donald Tusk’ı ülkeyi enerjide Rusya’ya bağımlı hale getirmekle suçluyor. Tusk, Rus-Alman doğal gaz boru hattı sınırı Nord Stream’e yeterince direnmediği için eleştirildi.

Bu gerekçelerle, Başbakan Yardımcısı Jaroslaw Kachinski geçen yıl Tusk hakkında soruşturma açılmasını talep etmişti.

Muhalif ve muhalif medya da PiS’in planladığı düzenlemeyi “Lex Tusk” olarak nitelendiriyor. Antik Roma dönemine ait bir kavram olan “lex”, belirli bir amaç için yapılan yasal düzenlemeleri ifade eder. Polonya’daki düzenlemenin Tusk amacıyla yapıldığı düşünüldüğü için “Lex Tusk” olarak anılıyor.

Kurulacak komisyon yapısal olarak özünde idari bir organdır. Ancak meclis kurullarından daha fazla yetkiye sahip olduğu için hatalı bulduğu kişileri 10 yıla kadar yasaklama yetkisine sahiptir. Tusk’ın böyle bir ceza ile rekabet etmesi muhtemel görünüyor.

Muhalefetin başı Donald Tusk, yönetmeliğin kabul edildiği gün halka seslenerek, “Bugün korkakların en tehlikeli rakibi durdurmayı amaçlayan bir komisyona evet dediğini gördünüz.” anayasaya aykırı düzenlemeyi kabul eden milletvekillerinin pişman olacağını söyledi.

“Komisyonun anayasal temeli yoktur”

Hukukçu ve insan hakları uzmanı Marcin Wiacek, “PiS tarafından iktidar çoğunluğu ile kabul edilen düzenleme ile Polonya Anayasasında bir idari komisyon kurulması için yasal bir dayanak bulunmadığını” savunuyor. Avukat Wiacek’e göre, “Demokratik bir hukuk devletinde mahkemelerce suç olarak tanımlanan fiillere ceza verilir, kurulması planlanan komisyon o dönemde suç sayılmayan bazı fiilleri cezalandırma yetkisine sahiptir. Fiil gerçekleşti” denilmekte olup, idari bir organın yargı işlerine karışması kabul edilemez.

Vatandaşların inisiyatifinden sorumlu muhalefet milletvekili Pawel Kowal çekincelerini daha çarpıcı sözlerle dile getiriyor ve “Otoriterliğin bir adım ötesine geçtik” diyor. Kowal, “Vatandaşlar artık normal seçimlerin imkansız olduğunu ve seçimlerde fırsat eşitliği olmadığını bilmeli.”

Avrupa Birliği Adalet Komiseri Didier Reynders de düzenlemenin endişe verici olduğunu düşünüyor. Reynders, “Kanunla bir komisyon kurulur ve bu komisyon, bir Polonya vatandaşının yargı kararı olmadan resmi bir göreve seçilmesini engelleyebilir.” Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanlığı daha yumuşak bir açıklamayla dikkat çekti. Bakanlık, düzenlemenin özgür ve adil seçimleri engellemek için kötüye kullanılabileceği konusunda uyardı.

Rapor devlet sırrı olarak kalacak.

Kurulacak özel komisyon, parlamento tarafından seçilen dokuz kişiden oluşacak. Komisyonun başkanı Başbakan tarafından atanacak. Kurul üyeleri, gizli veya dışarıya kapalı yerlerde dahi, kamu kurum ve kuruluşlarından her türlü bilgi ve belgeyi isteyebilecek. Komisyon bu ay çalışmalarına başlayacak. Muhalefet de komiteyi boykot edeceğini açıkladı.

Anlaşılan komisyona kapalı olan tek şey hazırladığı rapor olacak. Kurulun ilk raporunu 17 Eylül’de sadece ilgili birimlere sunması bekleniyor. Görünüşe göre bu tarih tesadüfen seçilmemiş. 17 Eylül 1939’da Stalin sınırı geçti ve sembolik bir tarih olan yıldönümü olan Hitler’le yaptığı anlaşmanın ardından doğu Polonya’yı işgal etti.

İktidar kanadı endişeli

Aşırı sağcı PiS’in taşıyıcısı olduğu Birleşik Sağ İttifakı kamuoyu yoklamalarında yüzde 33 önde olmasına rağmen hala endişeli. Bu gidişle tek başına iktidar olamayacak ve bulması kolay olmayan bir koalisyon ortağına ihtiyaç duyacaktır. Dolayısıyla iktidar kanadında bir tedirginlik dönemi yaşanıyor.

Aşırı sağcı hükümetin seçim hediyeleri örneğin çocuk yardımını 176 avroya çıkarması sandıklara yansımış görünmüyor.

Polonya’daki sağcıya göre seçimler “iyi ve kötü” arasında bir hesaplaşmadır. Onlara göre muhalefetin iktidarı ele geçirme hakkı yoktur.

Muhalefet lideri Tusk ve diğer muhalifler de “Almanya’nın işbirlikçileri” veya “Rusya’nın adamları” olarak gözden düşürülüyor. Söz konusu düzenlemenin mecliste oylanmasının ardından hükümet milletvekilleri Tusk’a “Berlin’e gelin, Berlin’e gelin” diye bağırdı.

Tusk protesto yürüyüşçülerine çağrıda bulundu

Muhalefet lideri Tusk 4 Haziran Pazar günü bir protesto yürüyüşü çağrısında bulundu. Daha önce “özgür seçimler, zamlara, hırsızlığa ve saçmalıklara karşı demokratik ve Avrupa yanlısı bir Polonya için” düzenlendiği belirtilen yürüyüş, “Lex Tusk” yasasının kabul edilmesiyle farklı bir anlam kazanacak gibi görünüyor.

Muhalefet, yürüyüşün 1989’da komünizmin çöküşünden bu yana en büyük protesto olmasını umuyor. Tusk, Twitter’da, “4 Haziran’dan itibaren iktidar korkacak ve insanlar her şeyi değiştirebilecek güce sahip olduklarını görecekler” dedi.

Aşırı sağcı PiS ise Çarşamba günü Nazilerin insanları katlettiği Auschwitz Kampı’nın görüntüsü ve onu çağrıştıran seslerin yer aldığı bir video yayınlayarak muhalefet yürüyüşünü itibarsızlaştırmaya çalıştı. Altı milyon Yahudi’nin Holokost’a maruz kaldığı olayın siyasi olarak kullanılması ciddi tepkilere yol açtı. Auschwitz-Birkenau kampında yaşananların kaydedilerek gelecek nesillere aktarılmasından sorumlu kuruluş ve müze yönetimi, görüntüyü “milyonlarca kurbanın anısına saygısızlık” olarak nitelendirdi.

DW Türkçe’ye VPN ile nasıl erişebilirim?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu